20 Mayıs 2016 Cuma

Etkilendiğim Bölümler

O'nun hayatını okurken en çok etkilendiğim yer İbrahim'in ölüşüydü. Onu iyileştirmek için Satı Nine'ye götürmeye çalışırken üzerine gelen alev topu ile uzunca baygın kalışı ve gözlerini açtığında oğlunun artık yaşamıyor oluşu beni çok etkiledi. Oğlunun ölümüne bile üzülmeye vakti olmadan acılarının üstüne yeni acıların eklenmesi ve onun bunlara rağmen dimdik ayakta duruşu da beni en çok etkileyen şeylerden biri...
Ucasar'da yaşayamayacaklarını anlayınca Sarıcaköy'e göç etmeleri sırasında en büyük iki destekçisi Satı Nine ve Temür Alp Ata idi. Eğer onlar olmasaydı belki yolda hayatını kaybedebilirdi Yunus. Çünkü Sitare'si, yıldızı, eşi kendinde değildi ve Yunus köy halkının tüm sorumluluğunu üstüne almıştı. Yol, bitmeyen zorluklarla doluydu ve herkes yoruluyordu. İnsanları oyalamada en büyük rol Temür Alp Ata'nındı. Destanlar anlatarak insanları oyalıyordu. Aynı şekilde Satı Nine de öyküler anlatıyordu. Bu kadar şey olurken Sitare ise 'İbrahim'im' diye sayıklamaktan başka hiçbir hayat belirtisi yoktu.
 Sarıcaköy, etrafı dağlarla çevrili bir ovanın ortasında sayılırdı. Yol bilinirse dağları aşmak kolaydı ama bilmeyen düşmanlar geçitlerde helak olurlardı. Yani Ucasar'dan güvenliydi.
 Yunus Aslanlı Hünkarı Hacı Bektaş Veli'nin kapısına gitti. Hünkar hep tebessüm ediyordu. O yüzden Yunus ona Tebessüm Sultan demişti. Yunus ondan yiyecek istedi. Tebessüm Sultan ise ona nefes vermek için ısrard bulundu. Fakat Yunus yiyecek almakta ısrarcıydı. Aslanlı Hünkarı da onun bu isteğini gerçekleştirdi. Yunus Ucasar'a döndüğünde gözlerine inanamadı. Soğuk Nefesler evi alt üst etmişlerdi. Sitare'si ölmüştü. Tek bir nefes için koştu Yunus...

             'Ba... babaağğ!!!?' İsmail yaşıyordu.
 Yunus'un da çocukluğu İsmail gibi babasından ayrı geçmişti. Çocukken kaçırılmıştı Yunus. Arn Ustası vardı. Arn Usta kâfirdi. Kötüleri cezalandırıyordu. Çocuk aklı ile Yunus da bazı işkenceleri zevkle yapıyordu. Yanlarında iki adam daha vardı. Ustası Yunus'a Sanmuel ismini vermişti. Ona baba şevkati göstermişti. Birgün diğerleri gibi olmayan, tüm acılara dayanıklı olan biri geldi, Alamutlu. Arn Usta adamı konuşturamayınca sinirlenip bu görevo Sanmuel'e verdi. Sanmuel bu adamı konuşturabilirse belki özgür olma hakkına sahip olacaktı. Alamutlu onun babasını tanıdığını söyledi. Sanmuel bunu duyunca öfkelendi. Çünkü o, babasının onu bulması için dualar ediyordu ama babası gelmiyordu. Bu yüzden babası geldiğinde ona sarılır mı yoksa onu öldürür mü bilemiyordu. Bu bölümden çok etkilendim çünkü onu terketmiş bile olsa babası onun her şeyi idi. Ona olan sevgisi ne kadar nefrete dönüşse de ondan vazgeçemiyordu.

 En çok etkilendiğim bölümlerden biri ise kitapta Sitare'nin anlatıldığı bölümdü. Çünkü Yunus ona aşık olmuş ve bu aşktan ne olursa olsun vazgeçmemişti. Sitare yanında değilken bile onu hissetmişti. Onu unutamamıştı.

Etkilendiğim bir diğer bölüm ise Yunus'un ömrü boyunca oğlunu, İsmail'ini arayışıydı. Gezdiği her yerde herkese haber saldı oğlunu bulabilmek için... Oğlundan bir an olsun vazgeçmedi.

 Kısacası Yunus' u bu kitaptan sonra tanıdım. Hayatının zorluklarına karşı dik duruşu beni en çok etkileyen şey oldu. Ben kitapta Yunus'u yaşadığımı hissettim. Karakterler çok gerçekçi anlatılmış. Sanki o dönemde yaşayan biriymiş gibi hissettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder